20131029
çok emin değilim lakin ilkokul ikiye gidiyor olmalıyım, babam beni düzenli olarak çapa'ya diş muayenesine götürüyordu. daha önce asistanların üzerimde denedikleri birçok dolgu, diş çekimi, diş çekerken içeride kırarak bıraktıkları köklerin çekimi gibi birçok hadisenin ardından üzerimde bu kez damaklık deneyeceklerdi. yaklaşık on kez geniz etim olduğunu ve burnumdan nefes alamadığımı söylememe rağmen ağzıma yapacakları işlemler nedeniyle korkup bütün bunları söylediğimi sanan beyaz tenli kızıl kahve saçlı asistan çocuk beni kaldırıp dişçi sandalyesine oturttu. bu kez yaklaşık bir dakika sonra nefes alamayacağımı bilmenin bilinciyle ağlamaya başlamıştım. diğer iki asistan kollarımdan tutuyor, kızıl kahve saçlı asistan çenemi aşağı doğru çekerek açıyor ve siyah saçlı doktor kadın elindeki turuncu hamuru ağzıma sokmadan evvel genişletip şekil veriyordu. bütün bunların arasında ağlamaktan başka hiçbir şey yapamıyordum. saniyeler sonra turuncu hamur ağzıma yerleşti, nefesim giderek daraldı, yavaş yavaş boğuluyordum. ardından nasıl ve ne ara olduğunu anlamadığım bir şekilde babam geldi. büyük bir bağırış koptu. turuncu hamur nihayet ağzımdan çıkarılmıştı. o günden beri ne zaman üstüme bi ağırlık çökse, ne zaman nefesimin daraldığını; yavaş yavaş boğulur gibi olduğumu hissetsem babamın gelip o ağrılığı kaldırmasını, yeniden nefes almamı sağlamasını bekliyorum hep. ne yazık ki gelmiyor.