20130330

sadece dört gün olmuş. ama ben o kadar çok hırpalamışımki kendimi, o kadar çok şey düşünmüşümki sanki günler değil haftalar geçmiş gibi hissediyorum. bazı bazı delirmiş gibi hissediyorum kendimi. tıpkı o çok eleştirdiğim insanlar gibi düşünmemek için saçma çözümlere başvuruyorum. sonra bir cümle görüyorum mesela, bir kitap okuyorum, bir şarkı duyuyorum. böylece düşünmemek için harcadığım onca çaba bir anda heba oluyor ve o an tek istediğim yeniden tıpkı dört gün öncesinde olduğu gibi, kavanozun kapağını açar gibi, hadi bak bunu bir oku, bunu bir dinle diyebilmek oluyor. diyemiyorum. tek yapabildiğim keşke demek. hala basit bir yalan söyledim cümlesi bekliyorum. biliyorum değil ve yapabilecek hiçbir şeyim yok. yaşadığım bir çok şey gibi bunu da unutmaya çalışmam gerekiyor. aslında unutmak diye bir şey de yok. sadece bir acıyı ya da canımızı sıkan şeyleri tıpkı bir zip dosyası gibi sıkıştırıp beynimizin gerisine itiyoruz. sonra onlar da en olmadık anlarda, bizim en savunmasız anlarımızda bir anda karşımıza çıkıyorlar işte. bu yazıyı kurt'ün göt deliklerinden çizerek bitirmek istiyorum. ardından da oturup kurt'ü çizeceğim. çünkü yapacak daha iyi bir işim yok.